Antik Topraklardan Mavi Ufka Yolculuk
Türkiye’nin en köklü ve prestijli spor organizasyonlarından biri olan Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, 60. yılında da heyecan dolu etaplarla bisiklet tutkunlarını buluşturuyor. Uluslararası bisiklet takviminde önemli bir yere sahip olan turun yedinci etabı, 3 Mayıs 2025 Cumartesi günü Selçuk’tan start alacak. 60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun en karakteristik etaplarından biri olan Selçuk – Çeşme parkuru, yarışçıları antik Efes’in gölgesinden alarak, Ege’nin rüzgârla yoğrulmuş kıyılarına uzanan bir serüvene çıkarıyor. Bu etap, yalnızca bir hız ve dayanıklılık sınavı değil; aynı zamanda Ege'nin denizle, tarih ve doğayla iç içe geçmiş dokusunu keşfetmeye açılan bir pencere niteliği taşıyor.Toplam 144,2 kilometrelik Selçuk–Çeşme parkuru, Ege’nin eşsiz doğasında unutulmaz bir yolculuğa sahne olacak. Etap boyunca sporcular, denizle iç içe geçmiş koylardan tarihi rotalara, virajlı orman yollarından panoramik zirvelere kadar pek çok zorlu ve görsel açıdan etkileyici güzergâhı geride bırakacak. Efes Antik Kenti’nden başlayarak Çeşme Ilıca Caddesi’nde sona erecek bu etapta, dünya çapında tanınan bisikletçiler zirve mücadelesi için pedal çevirecek.60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu – Selçuk-Çeşme Etabı Parkur TanıtımıCumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun yedinci günü, pelotonu Ege'nin tarih kokan topraklarından denizin mavi ufkuna taşıyan görsel bir yolculuğa sahne olacak. 3 Mayıs 2025 Cumartesi günü gerçekleşecek Selçuk–Çeşme etabı, toplam 144,2 kilometrelik uzunluğuyla yarışın hem estetik hem de fiziksel açıdan en dikkat çeken etaplarından biri olacak.Yarış, dünyanın en önemli arkeolojik alanlarından biri olan Efes Antik Kenti’nden start alacak. Buradan nötral startla harekete geçecek peloton, Seferihisar yönüne ilerlerken Ahmetbeyli, Özdere, Gümüldür ve Ürkmez gibi kıyı güzellikleriyle bezeli yerleşimlerden geçecek. Yarışın ilk sprint kapısı 73,8. kilometrede Seferihisar-Ulamış yolunda kurulacak. Bu noktada sprinterler, yeşil forma için puan mücadelesine girecek. 99,2. kilometrede ise Türkiye Güzellikleri Prim Kapısı yer alıyor. Bu kapı, güzergâhın en doğal ve kültürel zenginliklerini simgelerken, aynı zamanda mayo yarışı için kritik bir nokta olacak.Parkur Detayları:Tarih: 3 Mayıs CumartesiStart Saati: 11.00Mesafe: 144,2Başlangıç Noktası: Efes Antik KentiBitiş Noktası: Çeşme Ilıca CaddesiÖne Çıkan Noktalar:70,4. km | Sprint Kapısı – Seferihisar Merkez: Zeytinliklerin arasından geçen yollar, sprinterler için açılan bu kapıyla tempoyu artırıyor. Yeşil forma hedefleyen sporcular burada önemli puanlar kazanmak için ataklarını planlıyor.99,2. km | Türkiye Güzellikleri Sprint Kapısı – Güzelbahçe: İzmir Körfezi’ne hâkim manzaralar eşliğinde konumlanan bu özel sprint noktası, beyaz forma rekabeti kadar etabın görsel anlatısını da güçlendiriyor. Sürat, çeviklik ve zamanlama burada her şeyden önemli.117,8. km | 3. Kategori Tırmanış – İçmeler Yokuşu: Etabın kırılma noktalarından biri olan bu tırmanış bölgesi, özellikle genel klasmanda iddialı takımların dizilişini yeniden şekillendirebilir. Kısa ama etkili bu tırmanış, iniş öncesi son taktiksel hamlelere zemin hazırlayacak .144,2. km | Finiş – Ilıca / Çeşme: Çeşme’de son bulan bu etap, sadece bir yarışın değil, aynı zamanda bir masalın sonu. Ege kıyılarında yarışan bisikletçileri burada izleyenleri bekleyen, taktikle harmanlanmış bir hız şöleni olacak.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Selçuk- Çeşme Etabı Yükseklik Analizi• 70,4. km | Sprint Kapısı: 46 metre yüksekliği ile yarışın ilk ciddi tempo yükselişi burada yaşanıyor. Düz ama hızlı bu noktada, yeşil forma mücadelesi veren sporcular için önemli bir fırsat söz konusu. Grup içinde pozisyon savaşı belirginleşiyor.• 117,8. km | 3. Kategori Tırmanış: Etap profilinin en dik bölümlerinden biri olan bu tırmanış, yarışın kaderini belirleyebilecek zorlukta. 273 metre yüksekliğindeki bu yer, tırmanışçıların atağa kalkması için ideal bir zemin sunarken, sprinterlerin tempo kaybetmesine neden olabilir.• 144,2. km | Finish : Uzun tırmanıştan hemen sonra gelen ve 10 metre yüksekliğinde düz bir profil ile karşımıza çıkacak olan finish noktası, kırılan grupların toparlanması ve sprinter takımların yeniden organize olması açısından kritik bir rol üstleniyor.Genel Değerlendirme:• Formaya Giden Yol:144,2 kilometrelik Selçuk–Çeşme etabı, her forma için ayrı bir savaş alanı. Sprint noktaları ve tırmanış primleri; yeşil, beyaz ve kırmızı forma hedefleyen bisikletçilerin taktiklerini belirliyor. Her bölüm, yarışın kaderini yeniden yazabilecek potansiyele sahip.• Profilin Ruhu:Etap, deniz seviyesine yakın başlayarak 270 metrenin üzerine çıkan bir yükseklik dalgasıyla sürüyor. 117,8. kilometredeki 3. kategori tırmanış, yarışın temposunu değiştirirken; 140. kilometredeki final öncesi inişler, yarışçılar için hem fiziksel hem zihinsel bir sınav anlamına geliyor.60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu 7. Etabı Selçuk- Çeşme güzergâhında bulunan tarihi ve ikonik noktalar:1. Efes Efes, Türkiye'deki en ünlü antik şehirlerden biridir. Efes Arkeolojik Alanı, özellikle Helenistik ve Roma dönemlerine ait olan farklı medeniyetlere ait yüksek düzeyde kentsel yaşam, mimari ve dini tarihin sembollerini taşır.Efes antik tiyatrosu, 30,000 seyirci kapasitesiyle Türkiye'nin en büyüğüdür. Efes'teki diğer dikkat çekici yapılar arasında Celsus Kütüphanesi, Mazaeus ve Mithridates Kapısı, Hadrian Tapınağı ve Roma ailelerinin zengin yaşam tarzını tasvir eden "teras evleri" bulunur. Hamamlar, gymnasyum ve iki agora (ticaret ve devlet agora) mükemmel durumdadır.2. Çeşme- IlıcaÇeşme, özellikle İzmir'in yakınlarındaki sakinler için çok popüler bir yaz tatil beldesidir. 16. yüzyıldan kalma bir kale ve antik bir kervansaray gibi tarihi zenginliklere sahip olan ilçede, beyaz kumlu plajlar boyunca sıralanmış şık evler ve restoranlar bulunur. Alaçatı, windsurfing için mükemmel koşullara sahip plajları ve eski köy atmosferiyle dikkat çekerken, Ilıca'daki termal sular ise sağlıklı bir tatil deneyimi sunar. Çeşme'de aynı zamanda spa tedavileriyle rahatlayarak, bir tatilden çok daha fazlasını deneyimleyebilirsiniz.3. UrlaUrla, İzmir şehir merkezinin batısında, Çeşme Yarımadası’nın boynunu oluşturan tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan bir kasabadır. Zeytinyağı üretimiyle ünlü antik Klazomenai ve Türkiye’nin ilk su altı kazılarının yapıldığı Liman Tepe gibi tarihi alanlara ev sahipliği yapan Urla, ziyaretçilerine unutulmaz bir tatil deneyimi sunuyor. Aynı zamanda, benzersiz bağları ve zeytinyağlılarıyla ünlü Urla, her yıl düzenlenen festivalleriyle de kültürel bir zenginlik sunuyor. Urla, sadece tarih değil, aynı zamanda lezzetli yemekler ve güzel doğa ile dolu bir cennet.4. Seferihisar İzmir şehrinin güneyinde bulunan Seferihisar, doğanın, tarihin ve denizin buluşma noktasıdır. Türkiye'de Cittaslow hareketine katılan ilk kasabadır.60.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun 7. Etabı, Selçuk- Çeşme etabı Ege’nin doğal ve tarihi zenginlikleriyle çevrili bir parkur sunuyor. Rotanın öne çıkan yerleri:Tarihi Yerler:
Ege’nin tarih, doğa ve kültürle yoğrulmuş rotalarından biri olan Selçuk – Çeşme etabı, yalnızca yarış olarak değil, aynı zamanda tarımsal zenginlik anlamında da eşsiz bir deneyim sunuyor. Bu etap, antik kentlerin gölgesinde, verimli ovaların içinden ve kıyı kasabalarının rüzgârı eşliğinde geçerken, Ege’nin bereketli topraklarının sunduğu dört önemli ürünü de gözler önüne seriyor.Pamuk: Küçük Menderes ve Gediz havzalarının kesiştiği bu topraklar, yüzyıllardır pamuk tarımıyla anılıyor. Bahar aylarında yeşeren pamuk tarlaları, yaz sonunda beyaz bir denize dönüşerek bölgeye bambaşka bir manzara kazandırıyor. Tarım ekonomisinin temel taşlarından biri olan pamuk, tekstilden geleneksel üretime kadar pek çok alanda bölge halkının geçim kaynağını oluşturuyor.Tütün: Tarihte önemli bir ihracat ürünü olan Ege tütünü, Selçuk ile Çeşme arasında kalan bazı köylerde hâlâ özenle yetiştiriliyor. İnce yapraklı, aromatik yapısıyla bilinen bu tütün, geçmişten günümüze uzanan bir kültürün izlerini taşıyor. Her bir tütün yaprağı, sabahın serinliğinde elle toplanıp ipliklere dizilerek kurutuluyor; bu zahmetli süreç, bölgenin emeğe dayalı tarım geleneğini yansıtıyor.Zeytin ve Zeytinyağı: Selçuk’tan Çeşme’ye uzanan güzergâh, Ege’nin en kadim zeytin yollarından biridir. Yüzlerce yıllık ağaçların gölgesinde şekillenen etap boyunca, yamaçlarda sıralanan zeytinlikler adeta bu toprakların sessiz tanığıdır. Soğuk sıkım zeytinyağı, hem mutfakların vazgeçilmezi hem de bölgenin aromatik karakterinin bir yansımasıdır.İncir: Yarışın başlama noktası olan Selçuk, Türkiye’nin en verimli sarı lop incirlerinin yetiştiği merkezlerden biridir. Yazın ortasında olgunlaşan bu tatlı meyve, hem taze hem kuru olarak sofralarda yerini alırken, üretim süreci boyunca köylüler için yoğun bir emek döngüsünü temsil eder. İncir, bu toprakların en köklü tarımsal hazinelerinden biridir.Gastronomi ve Çeşme MutfağıBisiklet turunun geçtiği güzergâhta, Çeşme’ye özgü birçok lezzeti bulmak mümkündür:Kenger Kavurması: Çeşme’nin dağlık ve taşlık alanlarında kendiliğinden yetişen kenger otu, ilkbahar aylarında toplanarak yöre mutfağında değerlendirilen özel bir bitkidir. Genellikle haşlanıp zeytinyağı, soğan ve yumurta ile kavrularak servis edilir. Hafif acımsı aroması ve lifli yapısıyla, hem besleyici hem de doyurucu bir Ege klasiğidir.Arap Saçı: Çeşme çevresinde bolca bulunan ve dere kenarlarında doğal olarak yetişen arap saçı (rezene), kendine has aromasıyla özellikle ot severlerin favorisidir. Zeytinyağlı olarak pişirilen bu ot, kimi zaman yumurta ile kavrulur, kimi zaman yoğurtla servis edilir. Sindirimi kolaylaştırıcı etkisiyle de bilinen arap saçı, bölgenin sağlıklı mutfak kültürünü yansıtan lezzetlerden biridir.Kuşkonmaz: Çeşme’nin baharla birlikte yeşeren lezzetlerinden biri de kuşkonmazdır. Kendiliğinden yetişen bu narin bitki, özellikle sabah saatlerinde toplanarak kahvaltı sofralarına taşınır. Omletlerde, zeytinyağlı yemeklerde ya da sade kavurma şeklinde sunulan kuşkonmaz, Çeşme mutfağında doğanın en zarif hediyelerinden biridir.Sakız Reçeli: Sakız ağaçlarıyla ünlü Çeşme Yarımadası’nın simgelerinden biri olan sakız, yalnızca damaklarda değil, hafızalarda da iz bırakan bir aromadır. Sakız reçeli, bu özel aromayı en yalın haliyle sunan geleneksel bir tattır. Kahvaltı sofralarında, dondurma eşliğinde ya da tatlıların yanında sunularak Çeşme’nin kendine has kokusunu sofralara taşır. Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
- Efes Antik Kenti: Anadolu’nun en etkileyici antik şehirlerinden biri olan Efes, Roma döneminde Asya eyaletinin başkenti olarak büyük bir zenginliğe ve itibara sahipti. Tiyatrodan agoraya, su kemerlerinden mermer yollarına kadar hâlâ ayakta olan yapılarıyla ziyaretçilerine zamanın ötesinde bir deneyim sunar. Artemis Tapınağı, antik dünyanın yedi harikasından biri olarak burada yükselirken, Efes’in her taşı tarih, her sütunu medeniyet kokar. Yarış rotasına çok yakın olan bu antik şehir, etabın kültürel ruhunu şekillendiren en önemli merkezlerden biridir.
- Çeşme Kalesi: II. Bayezid döneminde, 1508 yılında inşa edilen Çeşme Kalesi, Osmanlı’nın Ege kıyılarını koruma amacıyla yaptırdığı önemli savunma yapılarından biridir. Denizden gelen saldırılara karşı inşa edilen kale, bugün hâlâ tüm görkemiyle Çeşme’nin siluetine damgasını vurmaktadır. Limana hâkim konumu sayesinde yüzyıllar boyunca stratejik bir rol üstlenen yapı, günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Tarih ve denizin iç içe geçtiği bu anıtsal yapı, Çeşme’nin kültürel belleğinde önemli bir yer tutuyor.
- Çeşme Arkeoloji Müzesi: Çeşme Kalesi’nin içinde yer alan Çeşme Arkeoloji Müzesi, bölgenin zengin geçmişine ışık tutan nadide eserleriyle ziyaretçilerini ağırlıyor. Özellikle Ildırı (antik Erythrai) kazılarından çıkarılan heykeller, seramikler ve günlük yaşam objeleri, antik dönemin izlerini bugüne taşıyor. Aynı zamanda Çeşme Savaşı'na ait silahlar ve belgeler de müzede sergileniyor. Hem antik dönemlere hem de yakın tarihe tanıklık eden bu müze, Ege’nin kültürel mirasını keşfetmek isteyenler için vazgeçilmez bir durak niteliğinde.
- Erythari Antik Kenti: İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı Ildırı köyünde yer alan Erythrai Antik Kenti, M.Ö. 7. yüzyıla uzanan köklü geçmişiyle Ege uygarlıklarının önemli yerleşimlerinden biridir. Adını Yunanca "kızıl" anlamına gelen “erythros” kelimesinden alan kent, gün batımında topraklarının aldığı renkten ilhamla adlandırılmıştır. Tiyatrosu, akropolisi ve Athena Tapınağı kalıntılarıyla dikkat çeken Erythrai, bir dönem deniz ticaretinde de önemli bir rol oynamıştır. Hâlâ keşfedilmeye devam eden bu antik kent, tarih ve doğanın iç içe geçtiği büyüleyici bir atmosfer sunar.
Ege’nin tarih, doğa ve kültürle yoğrulmuş rotalarından biri olan Selçuk – Çeşme etabı, yalnızca yarış olarak değil, aynı zamanda tarımsal zenginlik anlamında da eşsiz bir deneyim sunuyor. Bu etap, antik kentlerin gölgesinde, verimli ovaların içinden ve kıyı kasabalarının rüzgârı eşliğinde geçerken, Ege’nin bereketli topraklarının sunduğu dört önemli ürünü de gözler önüne seriyor.Pamuk: Küçük Menderes ve Gediz havzalarının kesiştiği bu topraklar, yüzyıllardır pamuk tarımıyla anılıyor. Bahar aylarında yeşeren pamuk tarlaları, yaz sonunda beyaz bir denize dönüşerek bölgeye bambaşka bir manzara kazandırıyor. Tarım ekonomisinin temel taşlarından biri olan pamuk, tekstilden geleneksel üretime kadar pek çok alanda bölge halkının geçim kaynağını oluşturuyor.Tütün: Tarihte önemli bir ihracat ürünü olan Ege tütünü, Selçuk ile Çeşme arasında kalan bazı köylerde hâlâ özenle yetiştiriliyor. İnce yapraklı, aromatik yapısıyla bilinen bu tütün, geçmişten günümüze uzanan bir kültürün izlerini taşıyor. Her bir tütün yaprağı, sabahın serinliğinde elle toplanıp ipliklere dizilerek kurutuluyor; bu zahmetli süreç, bölgenin emeğe dayalı tarım geleneğini yansıtıyor.Zeytin ve Zeytinyağı: Selçuk’tan Çeşme’ye uzanan güzergâh, Ege’nin en kadim zeytin yollarından biridir. Yüzlerce yıllık ağaçların gölgesinde şekillenen etap boyunca, yamaçlarda sıralanan zeytinlikler adeta bu toprakların sessiz tanığıdır. Soğuk sıkım zeytinyağı, hem mutfakların vazgeçilmezi hem de bölgenin aromatik karakterinin bir yansımasıdır.İncir: Yarışın başlama noktası olan Selçuk, Türkiye’nin en verimli sarı lop incirlerinin yetiştiği merkezlerden biridir. Yazın ortasında olgunlaşan bu tatlı meyve, hem taze hem kuru olarak sofralarda yerini alırken, üretim süreci boyunca köylüler için yoğun bir emek döngüsünü temsil eder. İncir, bu toprakların en köklü tarımsal hazinelerinden biridir.Gastronomi ve Çeşme MutfağıBisiklet turunun geçtiği güzergâhta, Çeşme’ye özgü birçok lezzeti bulmak mümkündür:Kenger Kavurması: Çeşme’nin dağlık ve taşlık alanlarında kendiliğinden yetişen kenger otu, ilkbahar aylarında toplanarak yöre mutfağında değerlendirilen özel bir bitkidir. Genellikle haşlanıp zeytinyağı, soğan ve yumurta ile kavrularak servis edilir. Hafif acımsı aroması ve lifli yapısıyla, hem besleyici hem de doyurucu bir Ege klasiğidir.Arap Saçı: Çeşme çevresinde bolca bulunan ve dere kenarlarında doğal olarak yetişen arap saçı (rezene), kendine has aromasıyla özellikle ot severlerin favorisidir. Zeytinyağlı olarak pişirilen bu ot, kimi zaman yumurta ile kavrulur, kimi zaman yoğurtla servis edilir. Sindirimi kolaylaştırıcı etkisiyle de bilinen arap saçı, bölgenin sağlıklı mutfak kültürünü yansıtan lezzetlerden biridir.Kuşkonmaz: Çeşme’nin baharla birlikte yeşeren lezzetlerinden biri de kuşkonmazdır. Kendiliğinden yetişen bu narin bitki, özellikle sabah saatlerinde toplanarak kahvaltı sofralarına taşınır. Omletlerde, zeytinyağlı yemeklerde ya da sade kavurma şeklinde sunulan kuşkonmaz, Çeşme mutfağında doğanın en zarif hediyelerinden biridir.Sakız Reçeli: Sakız ağaçlarıyla ünlü Çeşme Yarımadası’nın simgelerinden biri olan sakız, yalnızca damaklarda değil, hafızalarda da iz bırakan bir aromadır. Sakız reçeli, bu özel aromayı en yalın haliyle sunan geleneksel bir tattır. Kahvaltı sofralarında, dondurma eşliğinde ya da tatlıların yanında sunularak Çeşme’nin kendine has kokusunu sofralara taşır. Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı